16 Mayıs 2010 Pazar

geçmiş olsun.

artık feneri sevmeyenler, başarısız geçen bir senenin ardından, başkalarının başarılarına sevinebilirler.
Canları sağ olsun bizim oyuncuların. en azından trabzon maçında mücadele, iyi niyet ve hırs vardı. ama olmadı. belki biraz zeka eksikti. zeki oyuncunun hali başka oluyor. beğenmeyip kiralık yolladığımız burak ve serkan, kaleci onur. hepsi onurlarını ortaya koydular ve fenere çelmeyi taktılar. tebrikler hepsine.
şu guizanın yerinde burak oynasaydı bütün sezon acaba fenerin durumu şimdikine göre nasıl olurdu. bence daha kötü olmazdı. şu guizanın kaçırdıkları gol olsa belki haftalar önceden garantilenecek ligi kaybettik. Hatta geçen sezonu bile. yöneticilerimize sesleniyorum:lütfen zeki sporcular transfer edin.( birazda medyadan gazeteci, televizyondan spiker, muhabir, transfer edin de, yerlerde olan kamuoyumuzu artıralım)herkes nasıl feneri alt ederim onun peşinde.fener - trabzon oynuyor spiker trabzona taktik veriyor. şenol hocaya söylesinler de teknik ekibe katsınlar arkadaşı.
bi kaç hafta önce fenerin hakemlerin desteği ile haketmeden şampiyon olacağı gazı verildi. ama fener şampiyon olmadığına göre hakem desteği yokmuş. bunu çıkaramazmıyız, bilmiyorum sadece soruyorum. bugün trabzonun golünden önceki poziyonda faul varmıy dı ve cale kırmızı kartı haketmedimi. tersini söyleyelim. acaba fener golünü böyle bir pozisyonda atsa ve o hareketi bilica yapsa ne karar verilirdi ve maçtan sonra neler konuşulurdu. belki ayrıntı ama bu ayrıntılar sonucu belirliyor. ama sende at be kardeşim, kale önünde yirmi tane pozisyonu atamazsan sinirler gerilir. başka bir ayrıntıda evinde kaybettiğin puanlar ve bugünün şampiyonu bursadan üç dakikada yediğin iki gol.
artık fener şampiyon olmadığına göre şampiyon da hak etmiştir öyle değilmi. medyamız kamuoyumuz temiz, hakeden şampiyon kelimelerini düşürmez dillerinden. ne de olsa kelime oyunları ile fener alt edilmişti. ama kimseye kızmayalım ve kendimize bakalım. bütün sorunları ve rakipleri buldozer gibi ezip geçecek takımı kuralım.
anti parantez, bu durum umarım kupadaki gibi olmaz. adı şimdiden hazır, fener düşmanları kapıda bekliyor. son hafta sendromu. şampiyonluktan daha önce ki haftalar kopsak, bırakacağı olumsuz etki, son hafta kaybetmek kadar olmaz. ne yapalım. artık yapacak bir şey yok.
beşiktaşı bursa karşısındaki mücadelesinden dolayı:) ve bursayı da ilk şampiyonluğunda dolayı kutluyorum bu arada.

9 Mayıs 2010 Pazar

transfer(devam)

Peki tüm bunların ardından kimler gelmeli:Yukarda az paraya dedik, ancak bir kerey mahsus tranfere para harcamak gerekiyor galiba. Kurulacak takımda parlayan olur ve iyi para veren talibi çıkarsa gönderilmelerinde sakınca olmamalı bence.
-birinci olarak volkan’a tecrübeli ve rahat oynamasını önleyecek Türk bir kaleci.(örneğin serdar kulbilge. onun tekrar gelmeyeceği düşünülürse atıyorum ömer çatkıç.)
-Lugano’nun yanına mutlaka yabancı ve adı bilica olmayan tecrübeli, sol ayağa iyi ve oyunu sakinleştirebilecek, kuracak bir stoper.(Ben İtalya’dan olsun derim. italyanmı olur İtalya görmüş yabancı mı artık bilmem. Eski bir Fenerbahçeli futbolcu vardır herhalde italyaya gidip bulacak o sporcuyu. thomas geldiğinde kim biliyordu?kimse ama maksimum fayda ile oynadı.E sezon iki futbolcuyla bitmeyeceğine göre Bekir’in yanına ankaragücün’den ediz ve kağan, kayseri’den eren manisa’dan hüseeyin araştırılabilir.tabi altyapı ne durumda bilmiyorum.can arat’tan iyi olanlar olabilir.
Sağ bek ve sol bek gerek tabi. benim adaylarım ali t. ve çağlar ama para durumu ve taraftar kabul eder mi araştırılmalı. yedekleri mutlaka altyapıdan olmalı.orta sahanın göbeğine baroni ve selçuğu unutturup eh be işte fenerin adamları diyeceğimiz iki adam bulunur herhal Avrupa aşındırılırsa. Mümkünse isimsiz olsunlar yoksa elde patlıyor. Alman ligi görmüş sert ve ayağa oynayan olabilir bence. mesela stutgart’ın lazio’ya kiraladığı Hitzlsperger ya da bayern’de oynayamayan Tymoshchuk.valencia’dan maduro’da olabilir. Benim dediklerim mesela .isimler kişiye göre değişir.futbolcular birazda yetenekli olsun denilirse İtalya görmüş brezilyalıda olabilir. Tranzon ceyhun’u verir mi acaba.
-biraz önce yavaş yavaş alex’siz oynamayı öğrenmeli dedik ya. onun yerli altenatifi eskişehir’den sezer olmaz mı diye düşünüyorum. Adam da doğuştan türk yeteneği ve alman altyapısı var. Özer ile beraber ileri uçtaki yabancı kontenjanını diğer bölgeler için kullanmayı sağlayabilirler. Sakatlık durumu nedir bilmiyorum ama trabzon’un serbest bıraktığı zafer yelen iyi futbolcudur. Galatasaray’ın bırakacak dedikleri barış özbek. Son zamanlarda gazetelerin yazdıkları gibi Caner.Bursa’dan volkan.
-Avrupada yetişmiş türk dedik ya. bunlar kim olabilir takıma alternatif olarak. Frankfurttan ümit, friburgdan ömer toprak.
- En uç mutlaka luca toni. Van nisterloy, kuranyi, hatta İtalya 2 torino’dan bianchi veya bu tarz kim olursa artık. isimli, isimsiz ama santrafor arkadaş. Fenerbahçe tarihinin şampiyonluklarına bakın bu tip santraforlu takımlar rahat şampiyon olmuşlar. Hasan vezir’li, anderson’lu PVH’lu, nobre’li takımları hatırlayalım. Kabul görür mi bilmem ama Necati iyi oynadı bu sezon. Takıma tecrübe de katabilir.
Evet kime sorsan çoğunluk bu isimleri söyler, ancak ne kadarı transfer edilebilir. Bir kısmı transfer edilse bile takım yenilenmiş olur ve problemli olanlar ayıklanarak devam edilirse birkaç sene sabırla gelecek on yıllık takım ortaya çıkmış olur. Takıma her yıl birkaç alt yapı ve yabancı serpiştirilerek, zorla değil rahat şampiyonluklar alan takım oluşturulur diye düşünüyorum. Sonuçta her sene bi dünya adam alamaya gerek bırakmayacak takım ortaya çıkmış olur. Başarı geldikçe talibi olan çıkar, satılır ama yeri alttan veya iyi araştırma ile dolar ve bu sirkülasyonla takım en az zararla yoluna devam eder.

8 Mayıs 2010 Cumartesi

transfer

Fener maçlarını nasıl izliyorsunuz bilmiyorum ama ben bazen zevk alıyorum ama maç içinde bazı anlarda genellikle ızdırap çekiyorum ve şu adamın yerine şu olsa gibi şeyler aklıma gelmiyor değil. hangi fenerliye de sorsanız benim gibi düşünüyordur. Takım da aykut kocaman'ın yapabileceği en faydalı iş olacak olan transfer komitesi(gazetelerde böyle anılırdı geçmişte) koordinatörü görevine faydamız olsun. Tabi önce takım hangi sistemle oynamalı ve bu sistem için nasıl futbolcular seçilmeli, bu futbolcu takımda mevcut mu? Değil mi? Mevcut ise eyvallah ama yoksa kimler olmalı. Yerli mi olmalı, yabancı mı olmalı. Sonuçta kim kalmalı, kim gitmeli. Ve hangi mevkilere takviye yapılmalı. Hepsi sıradan bir taraftarın boyunu aşan ve bilimsel olarak yapılaması gereken şeyler ama biz de fikrimizi beyan edelim.
Öncelikle mevcut takımdan problemli olanlar ve para edip talibi olanlar acil gönderilmeli. Kalanların ücretleri Türkiye şartlarında düşürülmeli ve mutlaka maç başı ve prim olarak ödenmeli. Kabul etmeyenlere hemen güle güle denmeli. Bundan sonra takımı kuracak olursak, benim sistemim en uçta guiza gibi dolaşan değil luca toni gibi ömer üründül söylemi ile nokta santraforlu 4-2-3-1 ve bu sistem içinde defansın göbeği, orta sahanın göbeği ve santrfor tecrübeli ve yabancı olmalı diye düşünüyorum. Onlara takviye olarak yetenekli ve hırslı yerli olabilir. Bunlar yüksek rakamlarla iç piyasadan transfer olarak değil, ya altyapıdan ya da Avrupa da yetişmiş Türk sporcular olabilir(eskiden olduğu gibi ilk fener bulur getirirdi).

Sonuçta önce kim gitmeli. Taraftar, medya, kamuoyu ve bence takım içinde de sorunlu olduğunu düşündüğüm emre belözoğlu, kazım ve bilica olmamalı bu takımda.Guiza için denecek bişey yok galiba.semih olduğu sürece bu gazeteler yazacak. artık avrupaya mı gider, rakiplere bilmem ama olmasın artık takımda.devid, santos, baaroni(adam brezilyadan ama yetenek yoksunu) az zararla gitse iyi olur.ali bilgin, önder, vederson….bilmiyorum Anadolu takımları bile düşünür transfer etmeden önce. m.topuz’da gitsin diyeceğim ama o kadar para verildi önce biraz kanıtlasın kendini artık. Burak’ı verip üstüne çuvalla para ile gökhan ünal’ı aldık. semih gibi problem çıkarmazsa eğer alternatif yedek olabilir. Selçuk’da hep kazma gelmiştir ama bu sene son zamanlarda formda ve az paraya daha iyisi yerli piyasada bulunamayacağına göre kalmasında bir sakınca yok gibi. Geriye Gökhan gönül, lugano, bekir, özer ve alex. Bence takım artık alex’siz oynamaya artık yavaşa yavaş alışsa ve onsuz bir sistem geliştirse iyi olur ama adamda alex.tek başına takım.zor bir karar, alex olsun mu, olmasın mı?Gökhan gönül’ü sağ bek olarak beğenmem ama o hırs, o mücadele.O da giderse takım da zaten az olan ruh iyi bitecek.(yalnız oda biraz isabetli orta nasıl yapılır, nasıl sıfıra inilip gol pozisyonu üretilir çalışsa hiç fena olmaz) ya da alternatif pozisyonda düşünülebilir.(aragonesin kararı gibi mi olacak bilmem ama ön libero oynar gibi geliyor bana)
devam edecek.

5 Mayıs 2010 Çarşamba

niye

niye ceza sahası dışında faul çalınan poziyonun daha ağırı, ceza sahası içinde gökhan ünal'a yapılınca faul olmuyor.yoksa sonucunda penaltı olacak diye mi?
sebebini biliyoruz ama yinde soralım, niye bu kadar sıcak öğlen vakti oynatılır bu maç.bu kupanın finalinin oynanacağı her sene belli be kardeşim ama niye plansız progamsız yapılır anşalımaz.
niye kupa finali lig bitiminde oynanmıyor.(acaba final deki takım diğerlerinden olsa karar ne olurdu?)
niye hafta içinde kupa finali oynayan fenerbahçenin bir sonraki lig maçı, bursa'nın maçı olmadığı ve diğerlerinin şampiyonlar ligi şansı dahi olmadığı bilindiği halde pazartesi oynanmıyor.
felan felan.sonuç değişmiyecek.yeneceksin kardeşim.karşında kim ne sıfatla ve kimlikle olursa olsun hepsini yeneceksin.ki sonra sormayalım.

nefret-sevgi

bugünde kaybetti finali fenerbahçe. evet daum da belki final maç kompleksi var, belki şansızlık, konsantrasyon eksikliği, hakem vs.... ne derseniz deyin.sonuç değişmeyecek.
ama taraftar olarak, başarısızlık sonucunda yaşadığım üzüntü, rakip taraftarların tepkisinden sonra tebessüme dönüştü.ve nasıl iyi bir takımı desteklediğimi anladım.
fenerbahçe şampiyon olursa eğer türk futbolu düşüşte...ama diğerleri olursa dünyanın en iyisiyiz.
başarı yolunda fenerbahçe tek başına devam edyorsa eğer diğerleri hepsi tek vücut feneri devirmek için güç birliği yapıyorlar...
fenerbahçe yenerse ya hakemle olur, ya da kötü oynayıp. ama rakipler yenerse ve eğer hakem bile onlar lehine hata yapsa bile rakipler çok güzel oynamıştır ve hak etmişlerdir.
futbolcu fenerbahçede oynuyorsa tüm kamuoyuna göre hırçındır, çirkeftir, her yaptığı fauldür, numaradır, ama yok aynı futbolcu diğerlerinde oynuyorsa eğer mücadelecidir, hırslıdır, yürekten oynar, centilmendir, numara yapmaz.
fenerbahçe başarılı olunca hepsi üzgün.ama yok fener yenerse hepsi mutlu.
sen nasıl bir takımsın fenerbahçe.

3 Mayıs 2010 Pazartesi

sempati

biraz önceki uzun yazıya inat tekbir önerim daha olacak. Türkiye şartlarında forma gögüs reklamı kaç para gelir getirir bilmem ama reklamdan alcağınız parayı özür dileyerek tekrar yöneticilere ihale edelim. almayalım artık formanın göğsüne reklamı ve reklam yerinde türk bayrağı olsun.

nerden çıktı

bayram değil seyran değil, durup dururken böyle bir yazı yazılır mı diyebilirsiniz.evet takım moralli kendi maçlarını alırsa şampiyon,kupada bir tek final kalmış 30 senedir beklanan kupa için....evet görüntü net ve güzel....ama fenerliler haricinde kime sorsanız başarı şaibeli, aziz başkan hakem soyunma odasını bastı ve sonuçlar gelmeye başladı.(ama kimse bilmez ki milletin gözündeki mağdur takım bjk’nin en muzdarip olduğu senelerden bile çok canı yanmış ama yazan ve gösteren yok maalesef).

işte bunlara mahal bırakmamak, herkesin sempati şampiyonu olmak, çok güzel oyun oynamak(tıpkı barcelona gibi, en azından türkiye şartlarında) ve şampiyonluğu haftalar öncesinden ilan etmek için plan program gerekir diye düşünüyorum.

bunun için önümüzde örnek çok.hangi blogcuya sorsanız, hatta sokatan herhangi bir taraftara sorsanız bile çok kolay cevap verir bu konuda.

örnek 1-barcelona.oynattığı yerli oyuncuların hepsi alt yapıdan.adamlar küçük yaş gruplarında bile aynı sistemi oynuyorlar. örnek 2-porto ucuza aldığı yetenekli, genç,yabancı oyuncuları transfer edip başarılı oluyorlar ve gözlerin kırpmadan da satıyorlar. örnek 3-b.münih almanya piyasasındaki, kendilerinde oynamayan, mevkilerinde en iyi futbolcuları kimseye kaptırmıyorlar. tabi örnekler istenildiği kadar çoğaltılabilir. lyon, psv, olimpiyakos vb... çünkü bu takımlar son 15 yılda liglerine damga vurmuş ve hatta Avrupa da söz sahibi olmuş takımlar. tabi karar vermek gerekir. Bunların yanında chealse, inter gibi takımların yaptıkları da olabilir. en iyi futbolcu ve hocalara bi dünya para ver. hemen başarı iste.ama bu takımlar bile kalıcı başarı için ikinci adımı atmaları gerekiyor ki hüsrana uğramasınlar. Buda sistemden geçiyor.
işte buradan Fenerbahçe’ye çıkarılacak pay ne olmalıdır acaba.tabi yazacağım her şey bence.eğer başkan olsam ne yapardım:)
öncelikli olarak ekip ve en önemli parçaları yöneticiler....mümkünse basına hiç konuşmayacaklar, hatta tv'ye bile çıkmayacaklar, kendi reklamlarının peşinde koşmayacaklar.böylece zaten sevmeyen medyaya koz verilmemiş olacak ve antipatiklik artmamış olacak. Bu en önemli şeylerin başında bence. Sportif başarı hemen gelmese bile sempati artar ve taraftar sayısı artar.
Sempati için yurt çapında sosyal projeler. Sonuçta dernekler yasasına tabi bir kurum ve topluma faydalı olması gereken bir kurum fenerbahçe, taraftarını sevindirmesinin yanında.

sonrası takımı çalıştıracak olan teknik ekip.iyi bir hoca ve yardımcı hoca, fizyoterapist, doktor, psikolog vs....çok iyi araştırıp yönetim ve seçilen hoca ile birlikte oluşturulmalı ve bu ekip A takımdan, minik takıma kadar ilgilenmeli.bu arada aklıma gelmişken bütün yaş grubu takımlar samandıra'da toplanmalı ki minik futbolcular, abilerini görüp havayı solusunlar.ayrıca şöyle enteresan bir fikrim var.örneğin defans konusunda uzman italyanlar ise teknik ekibe italyan bir defans uzmanı, pas konusunda hollanda ekolü en iyi ise bir uzman hollandalı.dayanıklılık, disiplinli oyun denince almanlar ise bir uzman alman, bireysel yetenekleri geliştirmek konusunda brezilyalılar ise ekibe bir uzman brezilyalı vs. uzatılabilir.ve haftanın gün ve saatlerini planlayarak bu adamlar bütün bildiklerini aktarsınlar bütün yaş gruplarındaki sporculara .ve hocaya da helva yapmak kalsın.
Ayrıca fenerbahçe’nin içersinden çıkıp efsane olmuş adamlardan mutlaka yaralanmalı, bi zahmet fb tv’de yalandan, yandaş medya gibi konuşturmak yerine, takıma yaralı olma fırsatı verilsin. Ama bu kafayla gidilirse onlar bile bulunamayacak. Çünkü efsane diyebileceğimiz futbolcu çıkmayacak.

Şimdi gelelim bugünkü fenere. daum ve koch bunun için uygun mudur? Önümüzdeki seneden itibaren en başta dediğimiz takımlar gibi içerde dışarıda yenilmez armada olacak takım bu kişilerle oluşturulabilir mi? evet soru işareti var, fakat bişey daha var ki daum'un kafası çalışır ve futbolu bilir. sadece köln’ün başındayken daha defansif anlayışa bürünmüş. biraz silkelenmesi gerekir hücum futbolu konusunda. ekip çalışmasında da biraz zayıf ama yukarıdan aziz başkan baskısı gelirse herhalde o konuda halledilebilir.
Evet bence daum ile yola devam edilebilir. Geriye takım kalıyor bir tek. Takım kurmak için para. Para için endüstriyel futbol, taraftar, bilet, fenerium vs....tabi taraftarın para vermesi için başar. Başarı için öncelikle nakit para ve yatırım. Yöneticiler pamuk eller cebe. Hem zengin, hem taraftar, hem yönetici olmak mutlaka kolay değildir. ama başarının sonundaki hazzı en çok siz yaşayın ve gariban taraftarı güldürün. İşi ehline bırakın, yapın güzel transferler ve oturun erkek ve bayan voleybolcuların maçlarındaki gibi izleyin maçları keyifli bir şekilde. Ondan sonra yavaş yavaş sistemi de devreye alın tabi. Altyapı filan…
Bence transfer nasıl yapılmalı onu da daha sonra anlatayım. okuyan olursa tabi:)

1 Mayıs 2010 Cumartesi

adam gibi adam

bütün türkiye futbolculuğundan beri nasıl birisi olduğunu bilir.gerçekten de iyi futbolculuğu, iyi hocalığı bi tarafa bende çok beğenirim kendisini. her zaman doğruluk ve haktan yana yorumları olmuştur gözümde. ancak son zamanlarda şampiyonluk ihtimalini heyecanı ile olsa gerek bazı şeyleri görmezden geliyor demek istemiyorum.yoksa bugüne kadar ki sergilediği çizgisi biraz eğilip bükülecek.
keşke maçtan sonra diyebilseydi maç 0-0 devam ederken ali tandoğan'nın hareketi penaltıydı ve attığımız ilk gol ofsayattı.hakemde sonuca etki etti diye.canın yanarken konuşmak kolaydır.
artı parantez bu bütün takımlar için geçerli.yanlız ertuğrul sağlamı böyle bilmezdik.
acaba o da mı öğrendi.

ilave:
demek ki en nihayetinde adam gibi adamlar için de şampiyonluk adamlıktan daha önemli.(şampiyonluğu diğerlerinden daha çok hakediyorlar ve almaları gerekiyor normal şartlarda)
ikinci ilavede bugünkü medya ile ilgili olacak.takip edebildiğim kadarıyla bursa-kayseri maçındaki hatalar (hakem hataları tabiki) hiç yer bulmamış. ama fenerin ilk golündeki faul pozisyonu tüm türkiyenin her tarafından izlenebilen şifresiz tek tv kanalı ... tarafından rakiplerin önüne atılıyor ve kaleci hatası maç yorumlarrının ve fenerin güzel oyunun önünde tartışılıyor kolayca. ama fenerin çalınmayan iki penaltısı hiç yer bulmuyor. maç kolay bitti ve fener kazandı. ya kazanamasaydı acaba? ne olacaktı tahmin edebilen az olmaz galiba değil mi.
burdan şunu çıkarıyorum her fenerli gibi:fener yenerse mutlaka saha dışı bi etken vardır, ama feneri alt ette nasıl edersen et.
rakipler için zor bir durum aslında.kendi başarısızlıklarını anlamakta gecikiyorlar böylece.