Şu televizyonlar olmasa insanlar nereden malzeme bulacak ve gündem belirlenecek bilemiyorum. normal şartlar altında hadi sınava gir de devlete memur ol yada bilmem şu holdingde kariyer bir iş yap desen olamayacak adamlar her alanda otorite olup memleketin gündemini belirledikleri gibi bide ahkam kesiyorlar. artık kim ve ne söylediklerini papağan gibi tekrar etmenin bir anlamı yok malum yorumcular ve malum amaçları. artık komedi programı niyetine izliyorum hafta sonu futbol programlarını. spor değil de futbol daha doğrusu futbol geyikleri desek yanlış olmaz. herkesin amacı var tabi. tv programı reklam alıp para kazanmak ister. yorumcu polemik yaratıp para kazanmak ve reklamlara çıkmak ister, falan. bu arada Fenerbahçeli olmayan yorumcuların bir amacıda takımlarını korumak ve onlar lehine kamuoyu oluşturmak. Fenerli olmayan herkese göre medya fenerli bu arada nasıl bir çelişkiyse onu da bir türlü anlamış değilim bir fenerli olarak. Çünkü medyanın fenere bir faydasını görmüş değilim bugüne kadar. Neyse fenerli olmayan yorumcular amaçları için her şeyi yapıyorlar, beceriyorlar da. ama bizim fenerli yazarları anlamak mümkün olmuyor bir türlü. hem katıldıkları programlarda geri kalanlar tarafından halk ağzıyla sardırılıyorlar, hem de takımları adına güya tarafsız yorum yapıp kamuoyunun takdirini kazanıyorlar.
Feneri eleştirenler kamuoyunun takdirini kazanıyor ama fenere zarar veriyorlar fakat ceplerini doldurmaya devam ediyorlar. Feneri övenler ise bu kez yönetimin takdirini kazanıyorlar ama yine fenere zarar veriyorlar çünkü her iki durumda da fenerin eksik yönleri bir türlü ortaya çıkmıyor. bravo diyelim onların hepsine buradan. Ayrıca fenerli olmayan diğer grubun umurunda mı kamuoyunun ve ya başka birilerinin takdiri. Tek bildikleri kendi takımları ve onun iyiliği için her şey, doğruya bile yanlış diyorlar bu uğurda.
27 Eylül 2010 Pazartesi
22 Eylül 2010 Çarşamba
duruş
Tamam anladık futbol takımımızın sayın hocası ciddi, prensipli, felsefi konuşan bir adam. Hatta doğruları olan ve onlardan taviz vermeyen birisi.ne güzel, bunlarda bir sorun, bir acayiplik var mı? Tabi ki de yok. Kime sorsanız böyle birisi ister takımının başında. fakat tepkisizlik. Bu günlerde gazetelerin revaçta konularından birisi de Aykut hocanın tepkisizliği. sanki birazda Ertuğrul Sağlam'ın Beşiktaş zamanındaki tavırlarına benziyor. Aragones’de de vardı ama adam ne yapsın gece maçlarında yorgunluktan ve yaşlılıktan olsa gerek eve kadar dayanamayıp uyuyordu maçlarda:)
Ama duruştaki bu tepkisizlik, soğukluk ve donukluk pek içime sinmiyor ne yalan söyleyeyim. Biraz sinsilik ve biraz da yetersizlik içeriyor gibi. Bütün bunları gizlemek için bir araç sanki. Bir sevin, sinirlen, bağır çağır, tamam dozunu ayarla ama yapmacık olma, dudağını yemeği bırak. Eyvallah sen yöntemlerini bilmiyor olabilirsin ama artık bu teknoloji ve iletişim çağında bu işin bir uzmanı İstanbul'da bulunabilir herhalde. Git bir uzmanından eğitimini al. o da yok. Neyse bütün bu tepkiler çoğalırda ulaşır belki kendisini de geliştirir kendisini umarım.
Ayrıca pek önemli değil ve her hoca maça istediği kıyafetle çıkabilir ama hazırlık maçları dahil Fenerbahçe'nin her maçını izledim, tamamına spor kıyafetiyle çıktı ama Sivas’taki güya Cumhuriyet Kupası(bence hazırlık) maçına takım elbise ile çıktı. Bence bir hoca maça verdiği önemi böyle küçük şeylerle de futbolcularına gösterebilir.
Hep eleştiriyoruz ama sonuçlar kötü olunca iyi olması için akla her gelen durum söyleniyor haklı olarak. her başarısız sonuç şanssızlığa bağlanamaz elbette. Önce ortaya bir şey koy ki ondan sonra felsefe yap. Ondan sonra ben bu takımdaki bazı şeyleri ele alıp değiştireceğim de.
Ama duruştaki bu tepkisizlik, soğukluk ve donukluk pek içime sinmiyor ne yalan söyleyeyim. Biraz sinsilik ve biraz da yetersizlik içeriyor gibi. Bütün bunları gizlemek için bir araç sanki. Bir sevin, sinirlen, bağır çağır, tamam dozunu ayarla ama yapmacık olma, dudağını yemeği bırak. Eyvallah sen yöntemlerini bilmiyor olabilirsin ama artık bu teknoloji ve iletişim çağında bu işin bir uzmanı İstanbul'da bulunabilir herhalde. Git bir uzmanından eğitimini al. o da yok. Neyse bütün bu tepkiler çoğalırda ulaşır belki kendisini de geliştirir kendisini umarım.
Ayrıca pek önemli değil ve her hoca maça istediği kıyafetle çıkabilir ama hazırlık maçları dahil Fenerbahçe'nin her maçını izledim, tamamına spor kıyafetiyle çıktı ama Sivas’taki güya Cumhuriyet Kupası(bence hazırlık) maçına takım elbise ile çıktı. Bence bir hoca maça verdiği önemi böyle küçük şeylerle de futbolcularına gösterebilir.
Hep eleştiriyoruz ama sonuçlar kötü olunca iyi olması için akla her gelen durum söyleniyor haklı olarak. her başarısız sonuç şanssızlığa bağlanamaz elbette. Önce ortaya bir şey koy ki ondan sonra felsefe yap. Ondan sonra ben bu takımdaki bazı şeyleri ele alıp değiştireceğim de.
21 Eylül 2010 Salı
düne ilaveler
Dün transfer listemi yapıp bazı isimleri belirtmiştim ama akşam spor haberlerini dinlerken benim listemde de olan Ruud van Nistelrooy'un futbolu bırakabileceğini duydum. O zaman bu isim ile ilgili şöyle bir ilave yapayım istedim. Takıma o tip bir santrfor transfer edilmelidir. zaten hafızam elverdiği kadarıyla Fenerbahçe’de ne zaman klasik tipte bir santrafor oynadıysa takım daha başarılı olmuş. Dünya futbolu değişiyor yok 4-6-0 sistemi, yok barcelona modeli falan, artık uçta uzun boylu santrafora gerek yok söylemleri. Ama benim bildiğim bir şey var ki o topu ceza sahası civarında tutup asist yapacak bi adamı olmadığı zaman hiç bişi. Derbiler tamam iyi kapanıyor, ama kapanan takımları aç dediğin zaman fos.eee çok pas yapsın diyoruz, o zamanda medyadaki ulemalar su koyuveriyorlar. yok bu kadar yan pas mı yapılır? Hatırlayın son yirmi yıldaki Fenerbahçe futbol takımlarını. Hasan Vezir, Atkinson, Anderson ve Nobre'li takımları. Bunların hiç birisi takımın en çok gol atan adamları değildiler. Ama takımları şampiyon oldu. Üstüne bide Alex'li mi, Alex'siz mi olsun tartışması.
Neyse santrafor önemli bence.fizikli güçlü, topu orda tutup, asist yapacak.kendisini sevmem ama bir nevi Hakan Şükür. Belki şu makakula bile olmaz mıydı acaba.
Ayrıca Ricky van Wolfswinkel(Utrecht) ismi seçmemde de Flying Dutchman bloğundaki yazı etkili oldu. Kendisine teşekkür ederim. Futbolcu gelecekte bir Nistelrooy olur mu? Kim bilir.
Hem listeye hem de yazıma bir ekleme daha yapmak istiyorum. Geçmiş yıllarda Almanya da yetişmiş oyuncu sayısı daha azdı ama yetişen iyi isimleri bulup transfer eden ilk Fenerbahçe olurdu. Son yıllarda bu politikadan da vazgeçti takım. Belki Brezilya’ya gidene kadar yanı başımızda biraz araştırma yapsak da yabancı hakkımız daha iyi değerlendirsek olmaz mı? Madem kendimiz yetiştiremiyoruz altyapıdan.
Bu arada sağ olsun trt alman ligini hakkını elinde bulunduruyor ama maçları vermiyor nasıl bir durum anlamadım. Üç beş oynayan Türk futbolcu var onları da göremiyoruz. Listeye ekleyeceğim isimde geçen sezondan beridir trt'nin lütfettiği kadar köln maçlarında izleyebildiğim taner yalçın. Bugün gazetede gördüm hiddink kendisini izlemeye gidecekmiş. Ayrıca lyon’dan kim kallström ve ederson takımlarında kadroya giremiyorlar bir harman nasıl olur dersiniz?habide şu emenike guiza'dan daha kötü oynamaz herhalde değil mi?
Neyse santrafor önemli bence.fizikli güçlü, topu orda tutup, asist yapacak.kendisini sevmem ama bir nevi Hakan Şükür. Belki şu makakula bile olmaz mıydı acaba.
Ayrıca Ricky van Wolfswinkel(Utrecht) ismi seçmemde de Flying Dutchman bloğundaki yazı etkili oldu. Kendisine teşekkür ederim. Futbolcu gelecekte bir Nistelrooy olur mu? Kim bilir.
Hem listeye hem de yazıma bir ekleme daha yapmak istiyorum. Geçmiş yıllarda Almanya da yetişmiş oyuncu sayısı daha azdı ama yetişen iyi isimleri bulup transfer eden ilk Fenerbahçe olurdu. Son yıllarda bu politikadan da vazgeçti takım. Belki Brezilya’ya gidene kadar yanı başımızda biraz araştırma yapsak da yabancı hakkımız daha iyi değerlendirsek olmaz mı? Madem kendimiz yetiştiremiyoruz altyapıdan.
Bu arada sağ olsun trt alman ligini hakkını elinde bulunduruyor ama maçları vermiyor nasıl bir durum anlamadım. Üç beş oynayan Türk futbolcu var onları da göremiyoruz. Listeye ekleyeceğim isimde geçen sezondan beridir trt'nin lütfettiği kadar köln maçlarında izleyebildiğim taner yalçın. Bugün gazetede gördüm hiddink kendisini izlemeye gidecekmiş. Ayrıca lyon’dan kim kallström ve ederson takımlarında kadroya giremiyorlar bir harman nasıl olur dersiniz?habide şu emenike guiza'dan daha kötü oynamaz herhalde değil mi?
transfer
futbolu takip eden kime sorsanız bir takım kurar kendisine göre.ama hiç bir zaman o takımın kurulamayacağını da bilir.ben olsam şöyle yapardım der.işte ben de, ben olsam şöyle transfer yapardım dedim.tabi bu liste izlediğim her maçta değişiyor ama son bir kaç senedir televizyondan gördüğüm kadarıyla ve takımın ihtiyacı olan bölgelere göre oluştu ve en azından bazıları alınırsa bile ve etrafına mevcut işe yarar türk futbolcular serpiştirilirse sanki daha dengeli ve iyi bir takım en kısa zamanda meydana çıkar gibi geliyor bana.ne dersiniz.
hoca adayları:Manuel Pellegrini, Martin O'Neill,Mirko Slomka,Jürgen Klopp
futbolcular:Miguel Torres Gómez(getafe),Stephen Ireland(aston villa),Richard Dunne(aston villa),Demichelis,Daniel Agger,Ömer Toprak(freiburg),İlkay Gündoğan(nuremberg),Mehmet Ekici(nuremberg),Sezer Öztürk(eskişehir),Johan Elmander,Nuri Şahin,Malik Fathi,Ricky van Wolfswinkel(Utrecht),Ruud van Nistelrooy,Chinedu Obasi(Hoffenheim).
tabi bu arada eldeki yabancılardan bir çoğuda gitmesi durumunda.zaten fenerdeki yabancı futbolcuların çoğu cebi için için buraya katlanıyor.takımı için oynayan kalmadı gibi görünüyor dışarıdan.artık bu sene geçti.bu sene performanslar takip edilir ve belki sadece stoch ve niang kalır gibi geliyor.gerisi artık yollansa ve sıfırdan neşter vurulsa, aykut hocanın demogojilerinden de kurtulmuş oluruz.ayrıca gelecek yeni hocanın yanına kaliteli, tecrübeli, ligimiz iyi bilen ekip şart.yoksa adam tek başına rezil ve zengin olur gider.
hoca adayları:Manuel Pellegrini, Martin O'Neill,Mirko Slomka,Jürgen Klopp
futbolcular:Miguel Torres Gómez(getafe),Stephen Ireland(aston villa),Richard Dunne(aston villa),Demichelis,Daniel Agger,Ömer Toprak(freiburg),İlkay Gündoğan(nuremberg),Mehmet Ekici(nuremberg),Sezer Öztürk(eskişehir),Johan Elmander,Nuri Şahin,Malik Fathi,Ricky van Wolfswinkel(Utrecht),Ruud van Nistelrooy,Chinedu Obasi(Hoffenheim).
tabi bu arada eldeki yabancılardan bir çoğuda gitmesi durumunda.zaten fenerdeki yabancı futbolcuların çoğu cebi için için buraya katlanıyor.takımı için oynayan kalmadı gibi görünüyor dışarıdan.artık bu sene geçti.bu sene performanslar takip edilir ve belki sadece stoch ve niang kalır gibi geliyor.gerisi artık yollansa ve sıfırdan neşter vurulsa, aykut hocanın demogojilerinden de kurtulmuş oluruz.ayrıca gelecek yeni hocanın yanına kaliteli, tecrübeli, ligimiz iyi bilen ekip şart.yoksa adam tek başına rezil ve zengin olur gider.
çelişki
yer fb şükrü saraçoğlu stadı.tarih 19 eylül 2010.maç fb-bjk
dakika 85. bobo ceza alanına girer girmez kaleci volkan tarafından düşürülüyor ve karar penaltı.
e olabilir zaten volkan'ın bir kontrolsüz hareketi var. benim sorguladığım şey penaltı kararı değil zaten. tam kazandık derken maç berabere bitmiş, moral bozulmuş dalgın bir şekilde kanalları dolaşırken gördüğüm şey. bu arada bir sürü şeye kızmışım kendi kendime, aykut kocaman'a, futbolculara, takımı bu kadar antipatikleştirip fb evinde bile gözünü kırpmadan feneri hakemlere ezdiren yöneticilere. Devam eder gider böyle, hep söylüyoruz ama hiç değişmiyor senelerce.(ne yapabileceksem oturduğum yerden onu da bilmiyorum ya.)
Neyse maç bitmiş öyle ya da böyle güzel mücadele var. Futbol adına konuşulacak şeyler var ama benim takıldığım ve daha çok kızdığım şey daha önce televizyon başında yaşadığım hüsran. kanaltürk yorumcularının saatlerce kuyruk yaralarının acısını çıkartma çabaları ve programı yöneten kişinin çanak soru ve yönlendirme çabaları.
Bir süre sonra konu nihayet futbola geliyor ve maç içinde futbol ile ilgili her şey bitti konuşulacak penaltı pozisyonu tartışılıyor. Eski hakem ve şimdinin spor yorumcusuna göre hareket yüzde yüz penaltı ve volkan kırmızı kart görmeli. Karar idam.
Aynı yorumcunun geçen sene, yayıncı kuruluştaki dönemlerinde Fenerbahçe lehine benzer durumlardaki yorumu aklıma geldi ve işte filmin koptuğu yer. Eminim sizlerde hatırlayacak ve bana hak vereceksinizdir. Atıyorum pozisyonun içindeki adam semih ve ya inandırıcılığı onlara göre daha az olan kazım vesaire. İsim önemli değil. Önemli olan izleyenlerin nasıl medya aracılığı ile yönlendirildiği. O yorumcu ne diyecekti biliyor musunuz? Sarılı futbolcu yani kazım kalecinin geldiğini fark ediyor ve sol ayağını kullanarak kalecini üstünden atlayıp geçebileceği halde daha sağ ayağını yere koyar koymaz kendini bırakıyor devam.
İşte sözün bittiği yer. Defalarca kez bu yorumu dinledim ben. ve o arkadaşın işaretlemeleri yüzünden lugano, kazım, emre, kezman neyse bir sürü futbolcumuz problemli olarak nitelendi ve yaptıkları sıradan müdahaleler bile kartlık oldu. Ama fenerli futbolculara atılan tekmeler bile görülmedi. işte burada yönetimin devreye girmesi gerekiyor bence. Ne yaparlar bilemem artık ama şu kamuoyunda bi şekilde sempatik hale getirilmesi gerekiyor bu takımın. Tabi sevimsiz olmanın kendi içinde sebepleri de var ama daha çok dışardan ve medyadan. Sonuçta her iki durumunda çözülmesi önemli bence başarı için.
dakika 85. bobo ceza alanına girer girmez kaleci volkan tarafından düşürülüyor ve karar penaltı.
e olabilir zaten volkan'ın bir kontrolsüz hareketi var. benim sorguladığım şey penaltı kararı değil zaten. tam kazandık derken maç berabere bitmiş, moral bozulmuş dalgın bir şekilde kanalları dolaşırken gördüğüm şey. bu arada bir sürü şeye kızmışım kendi kendime, aykut kocaman'a, futbolculara, takımı bu kadar antipatikleştirip fb evinde bile gözünü kırpmadan feneri hakemlere ezdiren yöneticilere. Devam eder gider böyle, hep söylüyoruz ama hiç değişmiyor senelerce.(ne yapabileceksem oturduğum yerden onu da bilmiyorum ya.)
Neyse maç bitmiş öyle ya da böyle güzel mücadele var. Futbol adına konuşulacak şeyler var ama benim takıldığım ve daha çok kızdığım şey daha önce televizyon başında yaşadığım hüsran. kanaltürk yorumcularının saatlerce kuyruk yaralarının acısını çıkartma çabaları ve programı yöneten kişinin çanak soru ve yönlendirme çabaları.
Bir süre sonra konu nihayet futbola geliyor ve maç içinde futbol ile ilgili her şey bitti konuşulacak penaltı pozisyonu tartışılıyor. Eski hakem ve şimdinin spor yorumcusuna göre hareket yüzde yüz penaltı ve volkan kırmızı kart görmeli. Karar idam.
Aynı yorumcunun geçen sene, yayıncı kuruluştaki dönemlerinde Fenerbahçe lehine benzer durumlardaki yorumu aklıma geldi ve işte filmin koptuğu yer. Eminim sizlerde hatırlayacak ve bana hak vereceksinizdir. Atıyorum pozisyonun içindeki adam semih ve ya inandırıcılığı onlara göre daha az olan kazım vesaire. İsim önemli değil. Önemli olan izleyenlerin nasıl medya aracılığı ile yönlendirildiği. O yorumcu ne diyecekti biliyor musunuz? Sarılı futbolcu yani kazım kalecinin geldiğini fark ediyor ve sol ayağını kullanarak kalecini üstünden atlayıp geçebileceği halde daha sağ ayağını yere koyar koymaz kendini bırakıyor devam.
İşte sözün bittiği yer. Defalarca kez bu yorumu dinledim ben. ve o arkadaşın işaretlemeleri yüzünden lugano, kazım, emre, kezman neyse bir sürü futbolcumuz problemli olarak nitelendi ve yaptıkları sıradan müdahaleler bile kartlık oldu. Ama fenerli futbolculara atılan tekmeler bile görülmedi. işte burada yönetimin devreye girmesi gerekiyor bence. Ne yaparlar bilemem artık ama şu kamuoyunda bi şekilde sempatik hale getirilmesi gerekiyor bu takımın. Tabi sevimsiz olmanın kendi içinde sebepleri de var ama daha çok dışardan ve medyadan. Sonuçta her iki durumunda çözülmesi önemli bence başarı için.
12 Ağustos 2010 Perşembe
sportif direktörlük mü?teknik direktörlük mü?
çok uzatmayalım benimkisi her zamanki gibi aklıma gelen bir öneri. ama olma ihtimali az değil yok gibi.ancak olsa ne güzel olurdu diyen de zamanla artacak bence.
belli ki geçen sen başında sportif direktör olan aykut kocaman bu görevi değil asıl olarak teknik direktörlük görevini almak istiyordu. ama yönetim hemen güvenemedi kendisine ve şampiyonluklar konusunda tecrübeli daum tercih edildi. Transferler yönetimden, hoca daum, ayut vitrinde kukla pardon manken. Yönetimin söylemlerinin avukatı olacaktı anlaşılan. Tabi sonuç hüsran olunca her zamanki gibi başkan zamanı öldürdü, daum yolcu, hoca belli değil(en azından biz öyle biliyorduk galiba), transfer yok, altyapıdan da messiler gelmeyeceğine göre takım allaha emanet.
teknik ekip fecaat. alt liglerde bile cv'lere yazılacak hiç bişi yok. aykut kocamanın hocalığı orta sıra takımlarında geride rakibi iyi tut, sağlam defans yap, sonra kontra....
eee yıllarca bu mantıkla çalışan hocadan bir anda barcelona bekleyemezsiniz guardiola yaptığı gibi. adam en azından alt yapı takımlarında da aynı sistemi oynatıyordu.
ewet yine uzattım.
Sonuç:şenol güneş kimilerince sevilir, kimilerince eleştirilir ama yinede ülkemiz futbolunda saygın bir isimdir.çok büyük emekleri vardır.geçen sezon başında fenerbahçe’yi örnek alan trabzonspor ünal karamanı sportif direktör yapmış fakat sonuçlar felaket olunca şenol hoca teknik direktör olmuştu hekesin bildiği gibi.peki şenol hoca yardımcısı olarak kimi seçmişti.ünal karaman. ünal karaman gelecekte büyük hoca olur mu bilinmezi geleceği bırakın şuan için şenol hocaya nasıl bir katısı vardır o da meçhul. işte benim çözümüm.
hani fenerbahçe tv'de diyor ya hem sportif direktör hem de teknik sorumlu. Sportif direktör aykut kocaman derhal takımın başına bu takımın ağırlığını kaldıracak bir hoca bulsun getirsin.
bu hocada tesadüf ilkeleri için takımından istifa eden, başarıları yine herkesçe bilinen Martin O'Neill olsun. eee yanına da ülkemizi bilen bir hoca lazım. oda e hadi belki kendisini geliştirir umudu ile kendisi olsun. üç sene midir beş mi bilmem, (çünkü bir takımı en az beş yıl çalıştırıyor adam)sonrada alsın kendisi çalıştırsın takımı(tabi kendini geliştirdiyse eğer).ama bu sene değil. artık transfere gelir sıra sonrasında. tabi geç kalındı ya orası da başka konu. bir santrafor, bir orta saha, bir defans bence. herkese göre değişir tabi.
belli ki geçen sen başında sportif direktör olan aykut kocaman bu görevi değil asıl olarak teknik direktörlük görevini almak istiyordu. ama yönetim hemen güvenemedi kendisine ve şampiyonluklar konusunda tecrübeli daum tercih edildi. Transferler yönetimden, hoca daum, ayut vitrinde kukla pardon manken. Yönetimin söylemlerinin avukatı olacaktı anlaşılan. Tabi sonuç hüsran olunca her zamanki gibi başkan zamanı öldürdü, daum yolcu, hoca belli değil(en azından biz öyle biliyorduk galiba), transfer yok, altyapıdan da messiler gelmeyeceğine göre takım allaha emanet.
teknik ekip fecaat. alt liglerde bile cv'lere yazılacak hiç bişi yok. aykut kocamanın hocalığı orta sıra takımlarında geride rakibi iyi tut, sağlam defans yap, sonra kontra....
eee yıllarca bu mantıkla çalışan hocadan bir anda barcelona bekleyemezsiniz guardiola yaptığı gibi. adam en azından alt yapı takımlarında da aynı sistemi oynatıyordu.
ewet yine uzattım.
Sonuç:şenol güneş kimilerince sevilir, kimilerince eleştirilir ama yinede ülkemiz futbolunda saygın bir isimdir.çok büyük emekleri vardır.geçen sezon başında fenerbahçe’yi örnek alan trabzonspor ünal karamanı sportif direktör yapmış fakat sonuçlar felaket olunca şenol hoca teknik direktör olmuştu hekesin bildiği gibi.peki şenol hoca yardımcısı olarak kimi seçmişti.ünal karaman. ünal karaman gelecekte büyük hoca olur mu bilinmezi geleceği bırakın şuan için şenol hocaya nasıl bir katısı vardır o da meçhul. işte benim çözümüm.
hani fenerbahçe tv'de diyor ya hem sportif direktör hem de teknik sorumlu. Sportif direktör aykut kocaman derhal takımın başına bu takımın ağırlığını kaldıracak bir hoca bulsun getirsin.
bu hocada tesadüf ilkeleri için takımından istifa eden, başarıları yine herkesçe bilinen Martin O'Neill olsun. eee yanına da ülkemizi bilen bir hoca lazım. oda e hadi belki kendisini geliştirir umudu ile kendisi olsun. üç sene midir beş mi bilmem, (çünkü bir takımı en az beş yıl çalıştırıyor adam)sonrada alsın kendisi çalıştırsın takımı(tabi kendini geliştirdiyse eğer).ama bu sene değil. artık transfere gelir sıra sonrasında. tabi geç kalındı ya orası da başka konu. bir santrafor, bir orta saha, bir defans bence. herkese göre değişir tabi.
4 Ağustos 2010 Çarşamba
daha ne olsun...
hepimiz izledik.doksan dakika bitene kadar yine ızdırap çektik...hep olumsuz.
maç ta dakika dakika ne oldu.taktik neydi, ne olmalıydı.kim değiştirilmeliydi.kim çıkmalıydı, kim girmeliydi.bir sürü konu da herkesin bir fikri var.
ama önemli olan bu takımın prestiji giderek düşüyor.giderek dalga konusu olmaya devam ediyor ve şu futbol takımı sorumluları sanki dünyada yaşamıyorlar, alıyor parayı, taraftar ne yaparsa yapsın.taraftar forma alsın.
yöneticiler daha çok zengin olsun.kazma futbolcular daha çok zengin olsun.varmı acaba bu kadar yetenksiz futbolcuya bir arada bu kadar harcayan.
benim bir taraftar olarak hayalimdi.kulüpte yetişip kulübe malolan bi adam çalıştırsın bu takımı, hemde yıllarca.ama umarım yanılırım aykut kocaman ile bu iş olmayacak.
tamam alex ferguson bile ilk altı yılında şampiyon olamamış.ama sonrasın da rekorların hepsini ele geçirmiş. ama bizde yaşlanıyoruz altmış yaşımda görmek istemiyorum ben bunları.sabır da bu kadar da değil.
bu arada bu ne şanstır anlamadım aykut hocanın.hep kaybettiği, hep kötü oynadığı maçlarda on kişi kalmış.vay be.aykut hoca mı girsin oynasın. ancak ankarasporu çalışıtırır bu adam.kapan ve hızlı kontraya çık.
sanki ankaraspora tranfer yapıyor gibi adam seçiyor.üç kuruşluk adamları milyon avrolara alıyor.para kimin.yöneticilermi veriyor.o eskidenmiş.taraftar veriyor ve yöneticiler o paraları saçıyor.sonuç hep sıfır.almayın arkadaş forma.almayın arkadaş kombine.
gitmeyin arkadaş maça.ne zamana kadar.yönetenler kendilerine çeki düzen verene kadar.takım yürekten oynayana kadar.
yürekten oyna çırpın, bir o yana, bir bu yana deli danalar gibi saldır gol at, gol kaçır, her şeyi yap ama maçı kaybet.ama gel canımı ye.o ruh olunca bir gün ve sürekli kazanmaya başlarsın.
uzatmayalım aykut hoca fenerbahçedeki birikmiş sorunları çözeceğim dedi.hadi bakalım.daha da büyümesinde.ayrıca geçen sen bu takımda değildi sanki.
yine şampiyonlar liginden elendi fenerbahçe.gece yarısında üç transfer açıklanır yne.yine şov yapılır elenmek unutulur.şampiyon olacaz denir.biraz daha masal.uykuya devam.eee madem alacaktın bi kaç hafta önce alsaydın bari der geçeriz.
birde madem bu dakar adama alabliyordun madem daum'a niye almadın geçen sene istediği zaman.ama yok daum ne anlar ben alırım topuz'u, özer'i felan.sonra devre arasında transfere gerek yok der olur biter.
hadi bakalım alında aykut hoca başarılı olsun bari.kendisin orda istemesemde sevinelim yinede.
bir de taraftara bir şey daha söylemek istiyorum.lütfen sonuç kötü devam ederken semih semih diyerek adamıda hocayı harcamayın.zaten ne yapacağını bilmiyor kenarda iyice şaşırıyor.hoş aynı hataya daum da düşmüş ve şampiyon olan bursaya öndeyken maç kaybedilmişti.
tamam alex devri artık yavaş yavaş kapanıyor.olmalıda ayrı.bir tek bu kanuda katılırım belki aykut hocaya.ama benim diyeceğim başka.şu kaptanlık bandını lütfen volkan demirel'e takın.emre belöoğlu'nu kaptan görmek istemiyorum bu takımda.
maç ta dakika dakika ne oldu.taktik neydi, ne olmalıydı.kim değiştirilmeliydi.kim çıkmalıydı, kim girmeliydi.bir sürü konu da herkesin bir fikri var.
ama önemli olan bu takımın prestiji giderek düşüyor.giderek dalga konusu olmaya devam ediyor ve şu futbol takımı sorumluları sanki dünyada yaşamıyorlar, alıyor parayı, taraftar ne yaparsa yapsın.taraftar forma alsın.
yöneticiler daha çok zengin olsun.kazma futbolcular daha çok zengin olsun.varmı acaba bu kadar yetenksiz futbolcuya bir arada bu kadar harcayan.
benim bir taraftar olarak hayalimdi.kulüpte yetişip kulübe malolan bi adam çalıştırsın bu takımı, hemde yıllarca.ama umarım yanılırım aykut kocaman ile bu iş olmayacak.
tamam alex ferguson bile ilk altı yılında şampiyon olamamış.ama sonrasın da rekorların hepsini ele geçirmiş. ama bizde yaşlanıyoruz altmış yaşımda görmek istemiyorum ben bunları.sabır da bu kadar da değil.
bu arada bu ne şanstır anlamadım aykut hocanın.hep kaybettiği, hep kötü oynadığı maçlarda on kişi kalmış.vay be.aykut hoca mı girsin oynasın. ancak ankarasporu çalışıtırır bu adam.kapan ve hızlı kontraya çık.
sanki ankaraspora tranfer yapıyor gibi adam seçiyor.üç kuruşluk adamları milyon avrolara alıyor.para kimin.yöneticilermi veriyor.o eskidenmiş.taraftar veriyor ve yöneticiler o paraları saçıyor.sonuç hep sıfır.almayın arkadaş forma.almayın arkadaş kombine.
gitmeyin arkadaş maça.ne zamana kadar.yönetenler kendilerine çeki düzen verene kadar.takım yürekten oynayana kadar.
yürekten oyna çırpın, bir o yana, bir bu yana deli danalar gibi saldır gol at, gol kaçır, her şeyi yap ama maçı kaybet.ama gel canımı ye.o ruh olunca bir gün ve sürekli kazanmaya başlarsın.
uzatmayalım aykut hoca fenerbahçedeki birikmiş sorunları çözeceğim dedi.hadi bakalım.daha da büyümesinde.ayrıca geçen sen bu takımda değildi sanki.
yine şampiyonlar liginden elendi fenerbahçe.gece yarısında üç transfer açıklanır yne.yine şov yapılır elenmek unutulur.şampiyon olacaz denir.biraz daha masal.uykuya devam.eee madem alacaktın bi kaç hafta önce alsaydın bari der geçeriz.
birde madem bu dakar adama alabliyordun madem daum'a niye almadın geçen sene istediği zaman.ama yok daum ne anlar ben alırım topuz'u, özer'i felan.sonra devre arasında transfere gerek yok der olur biter.
hadi bakalım alında aykut hoca başarılı olsun bari.kendisin orda istemesemde sevinelim yinede.
bir de taraftara bir şey daha söylemek istiyorum.lütfen sonuç kötü devam ederken semih semih diyerek adamıda hocayı harcamayın.zaten ne yapacağını bilmiyor kenarda iyice şaşırıyor.hoş aynı hataya daum da düşmüş ve şampiyon olan bursaya öndeyken maç kaybedilmişti.
tamam alex devri artık yavaş yavaş kapanıyor.olmalıda ayrı.bir tek bu kanuda katılırım belki aykut hocaya.ama benim diyeceğim başka.şu kaptanlık bandını lütfen volkan demirel'e takın.emre belöoğlu'nu kaptan görmek istemiyorum bu takımda.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)